Ne hasta bekler sabahı

Ne taze ölüyü mezar

Ne de şeytan bir günahı

Seni beklediğim kadar

Geçti

istemem gelmeni

Yokluğunda buldum seni

Bırak vehmimde gölgeni

Gelme artık neye yarar

                                  Diyen Necip Fazıl gibi seviyorum sevmeyi... Baharlar bana sevdayı fısıldar hep... Alıp götürürüm kendimi o baharın yağmur kokan yalnızlık dağ evine... Kiminle? İçimde yaşattığım sevgilimle yürürüm soluğum kesilse de... Tırmandığım sevdaya verdiğim emekle ayaktayım ve “seni seviyorum” diyorum duyabiliyorsan sesimi... Yüreğimde sıkışmış bir sevginin canlılığıyla ayaktayım... Hani o uzaklara gitmiş, hasret karışmış özlem yüklü dağ bulutlu sevdaları yaşamayanımız var mı? Sanmam... Hayal tepelerinin doruğundadır sevgili... Buluşmalar güzeldir... El ele yürüyüşlerin, kaçamak bakışların yüreğimize indirildiği acısı büyük sevdalar koyar beynimize... Ruhuma işleyen öylesine deli, öylesine çılgın bir buluşmadır aşk senle... Baharın papatyaları, laleleri, nergisleri ile savrulmaktır AŞK. Bahar kokulu sevgiliyi sevmektir güzel olan. Yokluğunda bulabilmek güzel olan sevgiyi, aşkı... Hani öyle terk etmeler vardır ki, terk etseniz de, terk edilseniz de içinizi acıtan o yokluğun sevdası büyütür sizi?? İşte öyle sevgileri seviyorum... Yok yok maalesef bitmiş aşklar yerini çıkarlara dayamış, sahte sevgileri atlayarak yazmak istedim...

 

                                  Güzel bir gerçeğin hayali, demlenmiş beynimi götürmekte beni sana... Ruhumla bütünleşmişsin, çook uzaklarda olsan da... İşte en apansız sevgimle sevmekteyim seni... İçimden bir parçasın, yüreğimi eline alsan sen çıkacak... Kocaman bir SEN diye haykırmak istiyorum oturduğun o zirveye... Sevgim öyle yoğundur işte... Duygu pınarlarımdan doğan sevgi seliyle çağlayan, duygularımın her damlasında aşığım vazgeçemediğim birine. Öylesine deli, çılgın bir duyguya kapılmışım her nasılsa... İyi ki varsın ve yaşamaktasın diyebilmek güzel... Sevda yüklü gökkuşağı renkli bulutların üzerine oturtabilmek güzel olan sevdayı... Doğal olarak, yapaylıktan uzak bir yaşamdır sevgi... Yapaysa uzun ömürlü değildir zaten... Biter kendiliğinden sessiz sedasız gürültüsüz... Gerçek/doğal olan SEVGİyi indirmeye hiçbir güç yetmez... Öylesine büyülü, öylesine erişilmezdir sevgili... Erişmeden buluşmalar yakar insanın yüreğini... Uykusuz gecelere inat söyleşiler başlar beyinde, ve bir melankoli hayali ile büyür sevgili sarsılarak... Sizden bir parçadır sevgili. En uç noktada Aşk adına bürünür amansız ca sarsar insanı... Yarattıkları yıkımlarından büyüktür... Beklenti varsa mutsuzluktur/umutsuzluktur/hayal kırıklığıdır... Ancak beklentisiz de sevilirmiş diyerek sevmeyi sevdim... Koşulsuz, ön şartsız ancak yalnız yapayalnız SEN i sevmeyi sevdim SEN gibi... İşte öyle bir aşk düşümde ki sen gibi... Hayal tepelerinin uğultulu gecelerin de yağan yağmurlarla kapatmaktayım gözlerimi... Beynimde fırtınalar estirmektesin... Düşlerim de hep olmalısın ki günümü gün yapmalıyım varlığınla, umudunla... Varsın... İyi ki de varsın... Yoksa ne yapardım kim bilir? Hani o varken yok olan sevdalar vardır ya... Var olmayan birine aşık olmak da nereden çıktı şimdi... Hayallerim... Gerçeğimin, yaşanmışlığımın bir yansıması değil mi umutlarım?? Suskun yürekli sevdaların insanıyım diyorum... Susturulmuş, sessizliğin sesiyle içimde estirmekte sevdanın mor gülleri... Eflatunla siyahın dansını izlemekteyim öyle kıpır kıpır yüreğimle... Savaşmaktan, kavgadan sıkılmış yüreğimi kurutulmuş güllerin yaprakları arasına bırakıyorum şimdi. Yanı başına da senin o güzel duygularını yatırıyorum... Bahar kokusu sinmiş içimi yakan sevdana, rengi yok yeryüzünde... Hepsi içimde yapayalnız biz olan içimde. Ilık sevda rüzgarları estirmekte saçlarıma şimal rüzgarlarının yerine... Ve ben öyle hasret kalmalıyım ki o gülen yüzüne... Yokken anlamalıyım seni ne kadar çok sevdiğimi...

 

                                          Karşılaştığımda bir utangaç bakışla selamlaşmalıyım, yanaklarım kızarmalı... Sevginin o esrarengiz utangaç rengiyle bakmalıyım boşluğa. Gözlerine bakmayı öğrenemedim de?Hani platonik sevdaların takıldığı o yaşı olmayan yılların rüzgarları gibi içim titremeli sensizlikten... Bir giz buluşmanın rengi çalmalı yüzümüze... Samuel Becket yazmıştı ya? Sevgilisini ağacın altında bekleyen Godot gibi beklemeliyim seni bir ömür boyu.. Hiç gelmesen de üzerimde uzun mor bir elbise, saçlarım dağılmış olabildiğince... Ellerimde kır çiçekleriyle beklemeliyim seni her bahar da umutla... Umudun rengiyle buluşmalıyım senle buluştuğum da. Yağmurun fırtınayla estirdiği bir gün de gelmelisin... Elimi tutup bu sağanak yağmurdan kaçırmalısın Mitologya kahramanı gibi... Birlikte bir dağ evinde buluşmalıyız öylesine saf ve temiz... Bir bohem yaşamın ortasında dikilmeliyiz birlikte sonsuzluğa büyüyen... ve Yaşar Kemal’in yazdığı “Ağrı Dağı Efsanesi” gibi olmalı sevda... Temiz, saf bir buluşma... Ne diyorsun kadın demeyin bana? Neden olmasın neden? Efsane de olsa, hayal de olsa, gerçek de olsa yaşanmalı safça güzellikler... Duygularda coşmalı insan... ve Sevdiğine yakınlaşmak için her gün bir adım ileriye gitmenin tadında yaşanmalı SEVGİ... Emekle koşmalı, emekleyerek...Emeksiz sevgi olur mu?? Emeksiz neyin tadı olurmuş... Altı aylık sevdalar var artık günümüzde... Erken doğan bebekler gibi yaşamamakta maalesef... Sevda denilince akan sular durmalı... Bir şehir üstüne yürümeli Anadolu AŞK ı efsaneleri gibi... Olmalı işte nasıl olacaksa, oluyorsa...

 

                                          Yaşanmalı sevgi dolu duygular... Birikmeli duygular yağmur suları gibi, okyanuslarda boğulurcasına... Yürekten öpülmeli sevgili... Uzun yolculuklara çıkılmalı düşlerde, seraplarla gökkuşağı ile buluşmalı sevdalılar... Cam önünde bekleşmeli, köşe başlarında göz göze gelinmeli, sessiz, suskun, derin, anlamlı yaşanmalı sevgili... Telefonla gelen kırılgan duygu sesleri anlatmalı sevdanın büyüklüğünü... Terk etmelerde büyük yaşanmalı, ayrılıklar da büyük olmalı... Kanatmalı sevgilinin yokluğu en ince duygularla batmalı bam teline... Sevgili uykusuz geceler de hasretle büyütülmeli ki değeri olsun, vazgeçilmezlik olsun... Gündelik değil, ömürlük, çıkarsız, hilesiz olsun sevgili...

                                         ve ” iyi ki varsın, sağ olasın” diyerek yeri doldurulmaz sevdaya sevgiler göndermek istedim olabildiğince...

Paylaş: