Ölümlü hayatta isimler, etiketler ve tanımlar bizi sınırlar.Bir isim sahibi olmak yararlıdır ama kısa bir süre içinde bir sınırlama halini alır.Otuz beşe doğru kimliğimiz bir kutu kelimeye sığdırılmıştır.Bu kutuda; falanca üniversiteyi bitirmiş falanca yerde görevli, evli 2 çocuklu evi arabası var.Bunlar ruhumuzu sınırlar ve bizi koşullara hapseder.Bedenimizle ilgilidir.Ölümlü bir bedende inançlar, önyargılar ve hayaller hep vardır.Kendimize "ben kimim?" sorusunu hep soralım.İsim ve sıfatlardan sıyrılıp kim olduğumuzu bulalım önce.Çoğu zaman sınırlamalar içinde yaşarız Toplumumuzda "tam" olmak demek çok rollere bürünmektir.Tamlık demek rollerden sıyrılmaktır.Rollerden kurtulmak insanı rahatlatır.Kafamızdaki düşüncelerimiz bize ait değildir; onlar ismimize büründüğünüz rollere aittir.Annelik yada öğretmenlik faydalı rollerdir ama bir gün "ben kimim"sorusunu soracağız hep.İyi bir gözlemci olmak en iyi iştir yaşamda.
Bizi gerçek kılan insan olmaktır.Zaman görelidir yani yavaşlatıp hızlandırmak mümkündür zamanı.Her mutlu deneyim zamanı hızlandırır, acı dolu bir deneyim ise yavaşlatır.Hepimizin gölge bir benliği hep vardır.Tüm zıt niteliklerimizle birlikte yaşayabildiğimizde tüm benliğimizle yaşıyor olacağız.İki tip insan vardır; büyücüler ve ölümlüler.Ölümlülerin içinde kavga eden çok kişilik vardır ve yalnız olmaları imkansızdır.Birey özgürlüğünü elde edene kadar içindeki kişiliklerin arasındaki kurban olacaktır.İçimizde yarışan bir çok kişilik vardır.İyi ve kötü çatışması hep vardır.İçimizdeki iç çatışmalar sona ererse mutluluğu buluruz.Dünyada doyum halinde bulunmak gerçek bir başarıdır.İç ve dış dünyanın çatışmasıyla suç ve günah tohumları atılır.İçimizde şüphe, utanç, suçluluk, ve kötülüğü ruhumuzun mahzenlerine yığarız.Gizlesek de bu duygular hep vardır, bu iç çatışmalar gölge benliğimizi oluşturur.Bizler gölge benliğimizin gardiyanıyız ve kişi kendini hep sorgular 'ben böyle olmak istemiyorum '.Nasıl değişebilirim?gibilerinden.Eğer gölge benliğiniz yoksa siz de yoksunuz.Gölge benliğimizi gün ışığına çıkartmaktan hep korkarız ya da utanırız.Toplumda gösteremeyiz.Ancak bu benlik vardır, tartışılmaz ve gerçektir.

İçimizdeki savaşı bitirmek, tüm kişilikleriniz arasındaki çatışmaya bir son vermektir.Mutlu ve mutsuz deneyimlerimiz hep olmuştur.Zıt hatıralar bütünlüklerini zıtlıkları içinde korurlar.Anı, enerji ve bağlanma bir alt kişiliğin başlangıcının habercisidir.Tek kişilik tam anlamıyla doyum elde etmez, her bir kişilik kendini ifade etmeli haykırmalıdır.İç çatışmalar yaşamımızı belirsiz, aydınlık ve karanlık yapar.Gerekli olan tek şey, hayatın akışının mükemmel bir şekilde sağlayabileceği dengedir.Kendini fark etme anı yeterli.İnkarı yendiğinizde savaş yarı yarıya kazanılmıştır.Utandığınızı ve suçlu hissettiğinizi red edip içinizden "ama böyle hissediyorum" deyin ve bunlar birer gerçektir demek iyi bir yaklaşımdır.Duygularınız şiddetlenirse çalışmayı durdurun, ya da uyumaya çalışın.
İnsanlığın düzeni kurallardan oluşur ama içimizdeki yalnız bende düzenin kuralları yoktur,o yaşamın doğasıyla akar.Kaos ve düzen aynı anda vardır; bu da yaşamın doğasıdır.Dans eden bir yıldız olmadan önce kaos olmak gerekmez mi ? hepimiz tek şeyle mücadele ederiz düzenle ve düzensizlikle.Zaman kendi bilincinin bir icadıdır, geçmiş yoktur.Ebedi olan ve kendini her an yenileyen şu an vardır.Geçmiş bir anı, gelecekse bir potansiyeldir.Zamanın ve mekanın sırrı bireydir.Arayanlar hiç kaybolmaz ve hep vardır.Arayanlara ruhun dünyasından her zaman ipuçları gönderilir.Bir bakıma şandır bu ipuçları.Arayışa kalbimizden başlamak gerekir.Kalbin mağarası gerçeğin mekanıdır.Her şeyin neden ve sonuçları mutlaka vardır.Acı, hayal kırıklığı ve felaketlerden en derin gerçekler çıkar.Kişi kendini sorgulamayı bilmelidir; merakla sormalıdır ve kişi  kendi gizemine saygı duymalıdır, hiç bir şey bu kadar yüce olamaz yaşamda.İçimizdeki ben; arzuları ayıplamaz ve her arzu geçmişteki bir arzudan doğar.Arzu zinciri bitmez, yaşamın kendisidir.Arzular filizlenmek için mevsimini bekleyen tohumlardır.Bir tek arzu tohumundan ormanlar çıkar.Kalbimizden gelen her arzu boş da olsa bizi Tanrıya götürecektir.Arzu yolu güçtür ve bitmez bir ışıktır.

Sahip olduğum en önemli şey kendim olmalıyım.Düşüncelerim hep olacaktır ve misafirler gibidirler gelir ve giderler.Yaşam zıtlıklarla doludur.Ölüm bir şeyleri korumanın başka bir adıdır.Kontrolden önce Güven esastır.Kazanç ve kayıp bir maskeden öte bir şey değildir.Kaybedilen geçicidir ve gerçek olmayandır...

Paylaş: