Beni Bul!

Nasılda giriyerdin hayatıma, bu kısa sürede? Ha kısa deyip geçme ! Kimler doğdu, kimler ölüyor. Nükleer bir patlama olsaydın mesala çoktan kucaklamış olurdun şefkatli kollarınla beni ve onları.

Böylemi ağır olurmuş insanın insana hasreti; oysa seni tanımıyorum henüz. Ne saçma değilmi? Bencede. uzun zamandır açmışım da  sanki... Ekmek gibi burnumda tütüyorsun. Doya doya kokluyorum. Biliyorum sen gelince kokun kaybolacak. Acaba diyorum; hemen doyarmıyım; korkuyorum.

Kimsin be kuzun sen? in misin, cin misin? Ne yedin mesala bu akşam? Sende kahveni sade seversin herhalde benim gibi.  Ellerin diyorum, güzel mi? Ha adım ne demiştin?.. Duyamıyorum, çabalama. Belki görmüşsündür beni, çarşıda, pazarda. Yoksa dileniyormusun? Utanma! Ne dilendiğini biliyorsan, önemi yok niye dilendiğinin. Hangimiz yanlış yapmadık ki. Hem yanlış ne demek irdeledin mi? Bana sorma, ben bilmiyorum.

Tanışsak diyorum, görsem seni, dokunsam... Hiçbir anlamı kalmazmıydı? Belki.

Tanımasaydı Mecnun Leyla'yıözlermiydi benim seni özlediğim kadar?Değerini bil!Üç milyonda bir demişti Atilla İlhan(yanlış olmasın) beş milyon diyelim, yani açlıkta büyümüş, toklukta. Ama BİR sabit. Ben.

Birkaç rakamdan ibaretsin tahayyülümde. Acaba ağlasam diyorum duyar mısın sesimi? Yorma kafanı. Ensendeyim nasıl olsa, ha bugün ha bin yıl sonra nasıl olsa ben seni bulurum. Seninle uyuyorum geceleri, günaydınları sen söylüyorsun onlara. Sevgilimi bile düşünemez oldum senin yüzünden.

Çok katı kalpliymişsin be Bulsana beni bak nasıl hasretim sana.

Anneni ne kadar sevdiğimi anlatmış mıydım?... Nasıl anlatmış olabilirim tanışmadık ki henüz. Sırf seni doğurduğu için diyecekler. İnanma, anlatırım.

5,9,6,3  hasretinden bittim be kuzum. Herkese sen misin diye bakıyorum. Ya diyorum şuysa? Şurdakine ne demeli tıpa tıp sen.

Sana öyle hasretim ki bir çabam VAR bulam diye. Dua et bulamayayım seni. Bulduğum da kendimi kaybetmekten korkuyorum. Ben kim olurum ki o zaman...

ŞİZOFRENİK BİR YOLCULUK

Neden gittiğini bilmeyen ve ne yaptığını bilmeyen iflas etmiş umutların, zamansız yolculukları, salt mekan kolizmi ve nostaljiyi yaşamak içindir. Oysa umursuz rüzgarların bile amacına sadık olduğu aşinadır. Hep korku vericidir etütsüz ve bilinçsiz çıkılan yolculuklar. alınan riske deyecek mi sorusu ... yolculuk bitene kadar.   Bu nihilist beynimi kemirip durur, soruların cevabını alamamakta aynı bir muamma. Gelmeyeceğini bile bile bir beklemenin arabeski gibidir başarısız yolculuklar. Geri dönmeye buruktur yürek; yenilgiyi kabullenemeyen ve biçaresizlikten kovayla, su değirmenine savaş açmanın sanrılığını yaşar. Düşünceleri gurur sapkınlaştırır. amacından uzaklaştırıp yılgınlığın çatışması yaratır bu kez. Halbuki etüdünü yapmadan gitmişsin, belledir mahremeyetinde bozgunu yaşamanı seni taciz eden tek güç bünyende barındırdığın asalak duyguların. Bundan kurtulmanın tek yolu aşkın vantuzlarının emici memeciklerini ispirallemektir veya aşkı yalnızca müebbet kılmak.

 

Paylaş: