Gözlerim dolu dolu, yüreğim ölü. Beynimse karmakarışık. Karışık duygular. Bilir misiniz nasıl olur baharda zemheriyi yaşamak. Biz hep bunu yaşadık. Yapayalnız ama sevgi dolu yaşadık. Her şeyi sevdik ama bu sevgimizi hep birileri, bir güç, yok etmek için uğraştı.
Küfürler duyduk. Kahrolduk ama yinede umudumuzu yitirmedik. Kendimizi kaybetmek istedik içimizde ama başaramadık. Doğa mı böyle, yoksa insanın doğası mı böyle? Oysa biz hep baharı yaşamak istedik, anlatamadık. Tepelerden rüzgâr hiç eksilmezmiş.

Kusura bakmayın ama çoğunuz yalan söylüyordunuz, bendeki biz de. Çoğumuz sahtekâr, pek azımız dürüst! Dürüstlük mü? Neyin doğru olduğunu karıştırdık bu kadar kargaşa içinde. Biz hep baharı yaşamak istedik, ama hep zemheriyi yaşadık, başaramadık baharı yaşamayı. Bir başımıza yaşamamız gerekti bu duyguyu anlamak için. Ama olamazdı. Niçin böyleydi? Cevap bulamadık

Olumsuzluklarla dolu bir yaşam... Bendeki bizden değil, toplumumuzdan kaynaklanan. Terkedilmişlik, yalnızlık, ihmal edilmişlik... Hiç sevmediğimiz şeylerdi bunlar ama mecbur bırakıldık, çoğumuz böyle yaşamaya; istemesek de. Mutlulukta, mutsuzluğu yaşamak ne zor bir duyguydu ve de sevgide sevgisizliği. Yalnızlık zor! Çokluklar içinde yalnızlık... Tavırlar, ağır sözler, ağır duygular yaşadık çoğu kez. Kaldıramadık ama mecbur edildik. Ağırımıza gitse de vazgeçemedik. Namus belasına yaşamadık mı? Ya şimdi farklı mı ki? Senin hakkın, onun hakkı da peki bizim hakkımız neydi? Yoksa belli kişilere mi hak tanınmıştı bu sistemde? Ne farkımız vardı birbirimizden. İstediğimiz özgürlük değil mi. Peki nedir özgürlük? Açıklar mısınız? Tanımlar mısınız, net bir şekilde. Bencilce yaşamak mı? Dürüstçe sevilmek, sevmek istedik. Açık sözlülükle haykırmak istemedik mi? Sadece tahrip edilmek istemedik. Tavır istemedik. Sevgi istedik, haksız mıyız?

Bizi yaşamak istedik. Ama hep yapayalnız yaşadık. Kapana
Kıstırılmış, demir parmakların bile özgür olabileceğini düşünenler gibi
Hissettik. Davranışlarınız farklı, sözleriniz farklı. Hangisi doğru
Anlayamadık. Bazen de her ikisi aynı. Anladık ama anlamak istemedik. Siz sevgiyi anlayamadınız! Çocukça bir davranış ama gerçek. Hep aykırıydık çoğu kez. Artık anlıyoruz çoğu şeyi, görebiliyoruz da. Yanıldığımızı söyleyeceksiniz ama bu da yalan. Netlik gözlerimizi kamaştırdı, sizin daha çok gözlerinizi. Bulanık olmak istiyoruz. İçimiz sıkıldı fazla netlikten. Çetin ceviz olmalıydık, kırılgan ceviz olarak zorlandık artık. İyi şeyler öğrendik. Fark ettik çoğu şeyi.

Suçlamalarınız, hatalarınız bunların suçlusu biz. Böyle olmadı mı çoğu kez. Suçlanacak biri varsa siz siniz. Size benzemek istemedik. Ama sizin biz olası zor. Bunu hep anladık. Her zaman olduğu gibi her şeyin sorumlusu suçlusu biz olamayız. Biraz da kendinizde arayın yanlışları. Hep suçlandık. Bunda suçlu sizsiniz. Bizi siz etkilediniz…

Paylaş: