BAYRAM...

Bayram nedir?
Olmayana kavuşmaktır...
Açlıktan tokluğa,
Yokluktan varlığa,
Hasretten kavuşmağa
BAYRAM denir töremizde...

Açlık.Müthiş bir kelime.İradeyi zorlayan tek şey açlık sınırı.Bu sınırı yakalayabilmek...Doyuma ulaşabilmek oldukça zor.Takılmışız sınırsızlık ve de özgürlük sevdasına.Gidiyoruz.Sınırları yok etmişiz.Doyumsuzluk sınırlarını ihlal etmiş ve de başımızı alıp gidiyoruz.Hedefimizi de bilmiyoruz, mutlu olmasını da bilmiyoruz...Aza kanaat bitmiş.Çokluklar dünyasına biz de dahil olduk.En çok da çokluklar içinde yalnızlık.Çocukluğumu anımsadım birden.Ramazan günlerini.Oruç tuttuğum ramazan günlerini, ilk okul sıralarımı anımsadım birden.Okuldan gelip doğru tavuk kümesindeki yumurtaları alırdım.Ne kadar mutlu olurdum.Evimiz vardı iki katlı alt katta ekmek yaptığımız boş bir alan vardı.Bir de kümesimiz orada Okul dönüşü ördek, tavuk, çiçek, kılıç şeklinde kahkeler alırdık orucumuzu açmak için.Öyle ne pastane ne de bu kadar çok marketler vardı.Hayaldi hepsi hayal.Horozlu şekerler alırdık okul dağılırken.En çok da fitilli kırmızı paltomu severdim.Terzi dikerdi eşyamızı.LCW, ADİDAS, SLAZENGER, BENETTON marka kıyafetler yoktu .Orucumuzu açmak için bütün aile sofranın etrafına dizilirdik ve de rahmetli nenemin "emir yok" sesini hep duyarım içimden, ramazanlarda iftar sofralarında.En çok da ramazanda oruç açmak için aile davetlerini hiç unutamam.Öyle restaurantlar da iftar ne gezer...Ayıp derlerdi evinde yemek yapmamış da falanca yere götürmüş derlerdi.

Teyzem, dayılarım, halamlar...Hep sırayla toplanırdık bütün sülale...Ne sıcak bir kaynaşma.En çok da yoğurtlu patates, dolma türü yemekler hep sofraları süslemiştir.Rahmetli dayımın teyzemde, silindir mangalda pişirdiği kadayıfın tadını hiç bulamıyorum.Sobadan çektiği ateşle, ve de sade yağla pişirdiği o kadayıf sıcak dostluklardan dolayı daha lezzetliydi sanırım.Ne kadar çok şey değişti.Yemek yenir, büyükler teravih namazına gider bütün kuzenler ve amcam sıcak sohbetler ederdik...Sımsıcak mutluyduk...Ne TV ne Radyo ilgimizi çekerdi.Halamın çocukları çok eğlendirirdi bizi...Ramazan falan dinlemez illa da şakur şukur oynarlardı.Biri söyler diğerleri oynarlardı.Güzel günlerdi, sıcak, samimi,içten günlerdi .Hepsi gerilerde kaldı .Sevgi ve de Dostlular internet kablolarına ve de cep telefonları mesajlarına takıldı kaldı .Maalesef bu sonuca geldik bir şekilde.
Oruç insana manevi bir rahatlama getirir.Bunu tadanlar daha iyi bilir.Tutmayanlara lafım olamaz .İnsan nasıl bazen yalnız kalmak isterse, ruhen de bedenen de bu yalnızlığa oruçla yaklaşıyor.Şükür etmeyi ve de kanaat etmeyi en önemlisi iradesini tartıyor.Bu duyguyu yaşayanlar bilir...

Bir de bayram öncesi hazırlıkları anımsıyorum.Halen devam eden yuvarlama geleneği, evde hazırlanan çeşitli yemekler zerde, sütlaç gibi ikramların tadı epey kaçmadı mı?Ev temizliğimizi kendimiz yapardık.Öyle kadın çağırma luksu hiç yoktu.Herkes evinin kadınıydı.Ne zevk verirdi ama, anlatamam.Evimizin merdivenlerine kadar bayram gecesi yıkamalıydık.Birde komşumuzun kızları ve de bize annem kına yakardı ellerimize.Hamurlarla şekiller yapardı annem, kalp, çiçek, merdiven yapardı, ve de kınayı üzerine yakardı.Sabahı zor ederdik bayramlıklarımızla.Sabah uyanırdık, çocuklar gibi şen ve de cıvıl cıvıl...Zaten çocuktuk.Babam bayram namazına gider annem yemeği hazırlardı.Zorunluyduk ve de şarttı o yemeği yememiz sabahın erkenin de.Hiç sevmezdim açıkça erkenden yemek yemeği, ama adet buydu.Yemekten sonra bulaşıklar yıkanmalı giyinmeliydik.Büyüklerin ellerini öperdik.En çok da rahmetli dedemi severdim.Ramazanda beni sırtında gezdirirdiHep ona en çok saygı ve de sevgi duymuşumdur.En büyük 2.5 lira harçlığı o bana verirdi .Bayram yeri kurulur ve bütün sülale çocukları harçlığımızı orada harcamağa giderdik...Küçük lunapark gibi olurdu bayram yerleri.Aman ne zevk verirdi ne eğlence.Bazen da çamura düşer bayramlığımızı kirletir, annemden işiteceğim azarı düşünürdüm.

Üç gün bayram süresince ne yorulurduk ne, ama surat asmak haddimize mi? Her gelenle ilgilenir ikramda bulunurduk.Sıkılırdık ama ağzımızı açamazdık.Misafirliğe giderdik. Kesinlikle öyle her şeye açgözlü saldıramazdık . Annem , aman tanrım gözünün içine bakarda öyle çikolata alırdık . Birden fazla almak mümkün mü ?"Ayıp "çok verilmişti bize . İyimi etmişti , tartışılır .Ama kanaatkar tok gönüllü olmayı bize o öğretti . Anacığım öğretti . Hiç bir şeyimizi eksik etmediler ailede , ama tek şunu yanlış ettiler , sonradan anladım .Onu da anacığım etti .Çok sınırladı çoook .O belirgin sınırları hep hissetimde yaşadım.

Bir de ilkokulda bayramlarda hep öğretmenlerimin evine giderdim.Zaten aynı mahallede otururduk.Hatırladığım kadarıyla iki arkadaş giderdik hep Biz; ütülü, üçgen şeklinde katlanmış mendil verirdi öğretmenimiz.Nasıl da sevinirdik.Selpak falan yoktu o zamanlar.Bayram biter, mutlu bir şekilde okulumuza giderdik.

Bayramınızı en içten duygularımla kutluyorum...
Her şey gönlünüzce olsun...

Paylaş: